ZEHRA DEĞİRMENCİ/ SİBEL KAHRAMAN

CHP Bursa Saylav Erkan Ziyalı, 10 ilde iri yıkıma neden olan depremlerin merkezi olan Kahramanmaraş’ta, “Depremin yedinci günündeyiz. Gördüğünüz kabil boyut burada banal kötü. Fakat yedi günlük gözlemlerimizde şurası haddinden fazla kemiksiz söyleyebiliriz; depremin eşkâl üssü, Ankara’daki kırtasiyecilik. Bibi elan çadırlar nail değil, ısıtıcılar yeteri büyüklüğünde ulaşmış değil” dedi.

Erkan Aydın, 10 ilde yıkıma sebep olan iki büyük depremin alelacele arkası sıra, Bursa Milletvekili Yüksel Özkan ve Kayseri Saylav Bunaltıcı Cılız ile alay malay başta Elbistan koyulmak üzere Kahramanmaraş’ın özge kaza ve köylerine yardıma gitti. Kültürlü, Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde zaman yaptığı açıklamada, depremin önce saatlerinden itibaren gece gündüz demeden -17 dereceye varan dondurucu soğuklarda canla başla müteharrik kamu ekiplerin, ailelerin ve afiyet çalışanlarının muallel ve ihtiyaçlarını tayin ederek CHP Umumi Merkezi’ne, belediyelere ve ait kurumlara ilettiklerini söyledi. Münevver, bölgede bibi kargaşa ortamı olduğunu ve organizasyondaki aksaklıkları çekmek, vatandaşların yaralarını koparmak amacıyla uğraş ettiklerini kaydetti.

Deprem öncesinde olası benzeri facia üzere hiçbir iş yapılmadığını ve hiçbir senaryonun düşünülmediğini belirten Aydınlık, şunları söyledi:

“Şu anda Kahramanmaraş Afşin’deyiz. Depremin yedinci günündeyiz. Gördüğünüz kabil format burada banal ızdırap. Ancak yedi günce gözlemlerimizde şunu haddinden fazla açık söyleyebiliriz; depremin model üssü, Ankara’daki bürokrasi. Hala daha çadırlar nail değil, ısıtıcılar yeteri büyüklüğünde ulaşmış değil. Hava Raporu elem mümkün, geceleyin -20’leri bulan soğukta insanlar burada yaşamaya çalışıyorlar. Ruz şu anda -12, güneşe aldanmayın. Amma şunu çok net görüyoruz; depremin 509 yıldır geleceğini söyleyen uzmanları dinlemeyen genel ve yerel yönetim, göz göre göre buradaki depreme hiçbir hazırlık yapmamış. Tek facia kriz planı bulunmayan. Afetten sonraları hangi yapılacağı ile ilgilendiren, şahsen şahit oluyoruz, tek çekim yok, hiçbir öngörü yok. O yüzden depremin esas üssü Ankara’daki kırtasiyecilik diyoruz.”