İzmir’de Eş Avukatlardan 8 Mart Yürüyüşü

KERİM KASIT

İzmir’bile karı avukatlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Alsancak’taki Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yürüyüş yaptı. Kadın avukatlar, “Aileyi dağıtan molekül kadınlara yönelik yol olmasına rağmen kadının eğitimini, kadının çalışmasını, kadının adaletli ahzüita rüyet isteğini aile birliğinin sonlanmasının nedeni kendisine gören, İstanbul Sözleşmesi’ni garaz kayran idrak var az çok ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Acun Emekçi Kadınlar Haset dolayısıyla zaman İzmir Barosu önünde toplanan avrat avukatlar, Alsancak’taki Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde, “Şiddete cebin yanındayız”, “Şekli değil, kök akreditasyon”, “Nafaka hakkıma temas”, “Avrat dayanışması yaşatır” mukayyet dövizlerle yürüyüş yaptı. Avukatlar, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Eş hayat hürriyet”, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Yaşasın karı dayanışması”, “Koca vuruyor, izzet koruyor” ve “Karı cinayetleri politiktir” sloganları attı.

Avrat avukatlar yerine Türkan Saylan Kültür Sarayı önünde basın açıklamasını İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyeleri Büşra Marangozoğlu ve Gözde Önal okudu. Açıklamada şunlar kaydedildi:

“ÖFKELİYİZ, YASTAYIZ, İSYANDAYIZ”

“Bugün 8 Mart. Bu ülkede Aslı Açık Deniz, üç çocuğunu polis eşliğinde görmeye gittiğinde, boşandığı eşi marifetiyle bıçaklanarak katledileli aynı hafta da olmadı. Yani bu ülkede bire bir kadının henüz güç hakkı elinden makbuz. Hem da polis güçleri eşliğinde. Bu ülkede birçok öğün tenkil kararı verilmiş olmasına rağmen tazyik hapsi kararı, Görüntü Şellavcı hareket durumunda eşi vasıtasıyla başından vurularak katledildikten bilahare verildi. Yani bu ülkede tıpkısı kadının elan gönül hakkı elinden alındı. Hem dahi adli makamlar öngörebileceği halde. Bu ülkede zamanın bildirme büyük yıkımlarından biri oldu, 11 ilde birden yaşanan deprem. Depremden iyi çıkabilen kadınlar, canlarının salim olduğuna sevinemedi. Çünkü çadırda dahi, depremzede olan kadınlara karşı da, yer sarsıntısı bölgesinde dahi erkek şiddeti devam ediyor. Tehditten tensel saldırıya, ısrarlı takipten bile bile yaralamaya, kadına alın fiziksel, psikolojik, cinsî yol devam ediyor. Bu ülkede depremzede Alaz Altun, tahaffuz ihtiyacı ihtişam tarafından karşılanmadığı amacıyla çabukluk gördüğü eşinin evine alışılmak zorunda kaldı, üzerine mebde akarsu döküldü. Bu ülkede Pınar Gültekin vahşiyane katledileli 3 yıl oldu. Yakıldığında daha yaşıyor olduğuna dayalı raporlar dosyasında saha almasına karşın geçmiş aşama mahkemesi, sanık hakkında nahak kımıldatma indirimi uyguladı ve katiline yalnız 23 sene kodes cezası verdi. Bilcümle bunlardan dünya öfkeliyiz, yastayız, isyandayız

“ASLA BU DÜZENE ALIŞMAYACAĞIZ”

Bu ülkede hiçbir şeye curcunalı çıkmadı da kadınların yaşamına, haklarına gelince sistem bütün tıpkı ağızdan konuştu. Bu ülkede kadınlara geçimlik verilmesine değişmeyen verildiğinde gösterilen tepki, kadınlar katledildiğinde gösterilmedi. Erkeklerin bitmeyen istekleri konuşuldu de kânunuevvel kadına gelince, erkeklerin yorumlarından kadınlara kortej sırası gelmedi. Biz, İzmir Barosu Karı Hakları Merkezi olarak, kadınlara yönelik gelişigüzel nev şiddete alın savaşım etmeye devam edeceğiz. Bulak Gültekin, Ceyda Yüksel, Görüntü Şellavcı ve elan adını sayamadığımız yekpare kadınların davalarının birlikte takipçisi olacağız. 10 Mart tarihinde, Pınar Gültekin davasının duruşmasına engelleme talebimizin reddine değişmeyen verilmiş olmasına rağmen katılmaya, sözümüz var demeye bitmeme edeceğiz. Failin gözaltına alınmasıyla yetinmeyeceğiz. Aslı Açık Deniz’in katledilmesine ilişkin entelekt sürecinin takipçisi olacağız. Şu an yer sarsıntısı bölgesinde mevcut, anne ihtiyaçları de karşılanmayan, takat gören kadınlarla dayanışmamızı yükseltmeye bitmeme edeceğiz. Asla bu düzene alışmayacağız. Bu düzene alın durmaktan, şiddete uğrayan bir tane bire bir kadın kalmayana çatışma mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Aileyi dağıtan molekül kadınlara müteveccih hız olmasına rağmen kadının eğitimini, kadının çalışmasını, kadının adil ahzüita müşahede isteğini eş birliğinin sonlanmasının nedeni namına gören, İstanbul Sözleşmesi’ni erek düzlük anlayış var az çok ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demekten vazgeçmeyeceğiz. Zaman, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Coşkuyla, dirençle, umutla kutlamamız gereken tıpkısı ahit. Fakat tığ kadınlar, hemen şiddetsiz yaşayabilmek, çalışabilmek, barınabilmek, gülebilmek amacıyla da uğraş atfetmek zorunda bırakılıyoruz. Bire Bir sefer elan yine ediyoruz kim bu zihniyete konfirmasyon olmayacağız, biat etmeyeceğiz, bu zihniyetle savaş etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bilcümle birlikte bire bir yol elan ‘Bizi susturamayacaksınız’ girmek için, 8 Mart gece yürüyüşünde halk ele, branş kolalama, bile olalım.”

Share: