SMYRNA AGORASI’NDA OSMANLI FİNCANLARI BULUNDU

İZMİR’de Smyrna Agorası’ndaki arkeolojik kazılarda Osmanlı Dönemi’ne ilişik yüzlerce Kütahya fincanı ortaya çıkarıldı. Kazı Başkanı Doç. Dr. Atak Ersoy, Türk-İslam dönemi açısından Anadolu’daki kazılarda yeryüzü fazla Kütahya üretimi fincanın ele geçtiği aynı arkeolojik iş yürüttüklerini anlatım etti. Doç. Dr. Sevinç Gök İpekçioğlu ise fincanların genellikle el tipi olarak adlandırılan, erkin fırça darbeleriyle ya birlikte iğne şablon kullanılarak üretilen çokça önemli örnekler olduğunu söyledi.

İzmir’bile, Hars ve Turizm Bakanlığı izni ile İzmir Katip Çelebi Üniversitesi hesabına ölçülü ve İzmir Büyükşehir Belediyesi, Sunturlu Enerji Akaryakıt A.Ş. destekleri ile yapılan kazı çalışmalarıyla dünyanın, site merkezindeki genişlik büyük antika zaman agoralarından biri olan Smyrna Agorası’nın tarihi, dolaşma yüzüne çıkıyor. Kadifekale’den Kemeraltı’na kadar uzanan ve Büyük İskender yoluyla 193 hektarlık alanda kurulan kentte gerçekleştirilen arkeolojik kazılarla farklı dönemlere ilişkin binlerce obje keşfediliyor. Bu kapsamda İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Türk İslam Arkeolojisi Bölümü Öğretim Üyesi ve Smyrna Antika Kenti Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Atak Ersoy önderliğinde düzenlenen arkeolojik çalışmalarda Osmanlı Dönemi’ne ilişkin yüzlerce Kütahya fincanı ortaya çıkarıldı. Doç. Dr. Ersoy, Objelerin içerisinde Kütahya fincanlarının şanlı düz aldığını söylemeliyiz. Türk-İslam dönemi açısından Anadolu’daki kazı bilimsel kazılarda genişlik fazla Kütahya üretimi fincanların ele geçtiği tıpkı arkeolojik iş içerisindeyiz dedi.

‘KENT PEK ÇOK DÖNEMİ MAHMUL MEŞBU YAŞADI’

Smyrna Antika Kenti kazılarının Konak ilçesi Tarihi Site Merkezi’nde yürütüldüğünü rapor eden Doç. Dr. Ersoy, Firez ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi namına buradaki çalışmaları yürütüyoruz. Bakanlığımızın birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve değişik hava ve kuruluşların destekleriyle 2007 yılından itibaren bu çalışmaları sürdürüyoruz. Konak ilçesindeki kentin kuruluşu Şişman İskender’e dayanıyor. Zımnında bu kent Balaban İskender’den günümüze büyüklüğünde Helenistik Dönemi, Roma Dönemi’ni, Bizans Dönemi’ni ve Osmanlı Dönemi’ni meşgul yoğun yaşadı ifadelerini kullandı.

‘İZMİR’İN ÇOK KATMANLI BİR YAPISI VAR’

Söz konusu dönemlere ilgili haddinden fazla sayıda günce obje ve mimari kalıntıların günümüze ulaştığını belirten Doç. Dr. Ersoy, ve biz bunları ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. İzmir’in haddinden fazla katmanlı bir yapısı var. Bu katmanlar süresince bilcümle tabakalara tevakki etmek gösteriyoruz. Bunların içerisinde bugüne büyüklüğünde çok bahis etmediğimiz, haddinden fazla sayıda Osmanlı Dönemi’nin günce dirim malzemesi elimize geçti. Osmanlı Dönemi’nde İzmirlinin zevkine sunulmuş yerli istihsal seramik malzemesinden tutun, Batı’dan ithal edilmiş olan ürünlere kadar emniyetsiz tıpkı yelpazede icraat yürütülüyor diye niteleyerek konuştu.

’18’İNCİ YÜZYILDA ÜRETİLEN FİNCANLAR, ANADOLU’NUN DEĞME KÖŞESİNE YAYILDI’

Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi olan ve Smyrna kazılarında Osmanlı ve Avrupa üretimi seramikler üzerine çalışmalar yürüteç Doç. Dr. Bayram Gök İpekçioğlu ise şöyle konuştu

Osmanlı’dahi kıraathane kültürü çok yavaş ve kahvehane sevilerek tüketiliyor. Kıraathane kültürünün sunma şanlı unsurlarından birisi de fincanlar. Özellikle 18’inci yüzyılda Kütahya’dahi üretilen fincanlar Anadolu’nun herhangi bir köşesine yayılıyor. Bu fincanlar evcil ustalar aracılığıyla atölyelerde üretilip birçok kente gönderiliyor. Bu kentlerden birisi bile Smyrna. Smyrna’üstelik birçok gereç ortaya çıkarıldı. Bu malzemeler bölgede haddinden fazla sayıda kıraathane, züccaciyeci olabileceği evet dahi evlerde kullanıldığı yönünde bazı ihtimalleri oluşturuyor.

‘BAZILARINDA İMZALAR BULUNUYOR’

Fincanların motifleriyle ilişik da bilgiler veren Doç. Dr. Asuman, sözlerini şöyle tamamladı

Genellikle halk tipi kendisine adlandırdığımız azade fırça darbeleriyle evet üstelik iğne şablon kullanarak ürettikleri haddinden fazla eke örnekler. Fincanların yanında sepici, kase ve fincan altlıkları da ele güzeşte buluntular arasında saha alıyor. Fincanların üstünde imzalar de var. İmzalardan 2 tanesini tayin edebildik. Osmanlıca merkum bir ‘ayvaz’ kelimesi görebiliyoruz. Bunun tıpkısı ustadan bir nice dağıtımcıya ait olabileceği üstüne düşüncelerimiz var. Çokça beş altı örneği kâin tıpkı birlikte ‘yazıcı’ imzası bulunuyor. Alelhusus İzmir’üstelik liman kentinin gelişmesi ve Türk yerleşimiyle bu arada Agora çokça koca tıpkısı Osmanlı yerleşim alanı olmuş. Buradaki yerleşime sınırlanmış namına hem mutfak kapları hem bile yevmi hayat malzemeleri çok bulundu. Bu örnekler içre elde edilen yüzlerce fincan dahi şanlı bire bir grubu oluşturuyor.



Share: