Tokatköy Mahallesi’nde Hareketli Kentsel Inkılap Mağdurları AKP’li Beykoz Belediyesi Önünde: “Onu Bu Halk Seçti Oraya. Özlük Halkına Gâvurluk Yapıyor”

Marifet: UĞUR ŞEYMA BIREY – FAHRETTİN ÖZTÜRK/ Azrail: ELEZER KARAKULOĞLU

İstanbul Beykoz’dahi, AKP’li Beykoz Belediyesi’nin yadımlama ekiplerinin mahkemenin yürütmeyi tevkif kararına rağmen mahalleye girmesi karşısında yurttaşlar, belediye önüne her an, Belediye Başkanı Amaç Işıklı ile ahbaplık etmek istedi. Binaya alınmamalarına tepki gösteren tıpkı karı, “Onu bu umum seçti oraya. Özlük halkına zulüm yapıyor. Benim olanı, benim başıma yıkacak de ben ağızsız mı kalacağım? Benim malımı elimden alamaz” tepkisini gösterdi. Bambaşka bire bir avrat ise “Evlerimizi tepemize yıktılar bugün. İçinde eşyası olan iki pasaj evi, pestil çocukları var evleri yıktılar. O insanlar akşam nereye gidecek, aktif çalışkan mezara gömüyorlar. Görüşemedik içerde bulunmayan diyorlar bize ve içeride” dedi.

İstanbul Beykoz’de, AKP’li belediyenin yıkım ekiplerinin mahkemenin yürütmeyi tevkif kararına rağmen kentsel dönüşüm üzere girdiği Tokatköy Mahallesi’nde işlek yurttaşlar; Beykoz Uray binasına anbean, belediye reisi Meram Aydınlık ile görüşmek istedi. Polis Güçleri, yurttaşların şehremaneti binasına girmesine cevaz vermedi. Polisler, Başkan Görgülü’ın ve izinli kimsenin binada olmadığını iletti.

Kentsel inkılap mağduru yurttaşlar kendilerini belediyeye almayan polislere ve ülfet taleplerini reddeden Vazıh’a tepki gösterdi.

Mahalleliler, kentsel dönüşüme direnenlerden 15 kişini gözaltına alındığını belirtti. Kıygın mahalleliler “Misyon Kültürlü buraya”, “Garaz Ziyalı incizap”, “Uğur başbuğ buraya” sloganları attı.

Bir eş, Başkan Işıklı’ın kendilerini dinlemesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

“ONU BU AHALI SEÇTİ ORAYA. O KOLTUĞA BU İNSANLAR GETİRDİ”

“Beykoz halkından yüksek değil, Uğur Vazıh. Imkânsız dahi. Burada halkız. Bu uray benim dahi kurumum. Benim dahi malım. Ben orada özgürce derdimi anlatmalıyım. Onu bu halk seçti oraya. O koltuğa bu insanlar getirdi. Özlük halkına zulüm yapıyor şu anda. Bu halkı dinlemeli. Ne istiyor? Benim olanı, benim başıma yıkacak dahi ben ağızsız mı kalacağım? Bu büyüklüğünde koca ağızsız mi kalacak? Benim malımı elimden alamaz. Benimle konuşacak. Şayet koca evladıysa, tıpkı annenin akıllıcasına yetiştirdiği ayrımsız evlatsa bu insanları dinlemeli. Kâfi Erek Görgülü, dinlemelisin bu halkı? Nasıl benzeri ülkede yaşıyoruz? Bu ülkede demokrasi var, hak var, adam hakları var. Duy bizi Kasıt Aydınlık, kâfi. Senin zulmüne üzeri eğmeyeceğiz. Bu insanların oyuyla o koltukta oturuyorsun. İnsansan, koca evladı isen, dürüstsen, Müslümansan, gel buraya kayırıcı kabilinden dertleşelim, eş kadar konuşalım.”

“Tığ ona ne yaptık? Tığ birlikte onun halkıyız, bizi niye dinlemiyor?” diyen tıpkı eksantrik kadın bile şöyle konuştu:

“GEREKİRSE BURADA ÇADIR KURACAĞIZ, GİTMEYECEĞİZ”

“Teras konuşması yapsın ona da razıyız. Demincek Suriyeliler elini kolunu sallayarak girebildi belediyenize rahatlıkla ama ego giremiyorum. Benim oyumla geldi, yazık değil mi evim başıma pimpirik ego evime gidince ne alacağım, çocuğuma hangi yedireceğim? Benim babamın maaşı kiraya yetmiyor. evet bunu illet düşünmüyorlar, icabında burada otağ kuracağız gitmeyeceğiz. Sizinle (Polisle) on paralık işimiz bulunmayan bizim. Size bire bir şey olsun gine tığ tutarız sizi bunlar satar sizi bunlar alışkan zira. Bizim evlatlarımızı bizim karşımıza çıkarıyorlar böyle ayrımsız madde olur mu?

“UMU BELEDİYECİLİĞİ BIRLIKTE NEREDE? BİZ ARZU BAĞI DAYAMAK İSTİYORUZ ONLAR İSTEMİYOR VE ZULMEDİYORLAR”

Evlerimizi arkalamak için buradayız. Evlerimizi tepemize yıktılar zaman içre eşyası olan iki modül evi, hasta çocukları var evleri yıktılar. O insanlar akşam nereye gidecek aktif etken mezara gömüyorlar. Erte birlikte benim babamın evine gelecekler, benim annem şeker hastalığı, voltaj hastası erte dahi evimizi başımıza yıkacaklar. Çocuklara o kadar biber gazı sıktılar ki bana dahi sıktılar buralarım yanıyor. şehremini ile konuşmak istiyoruz çıkmıyor. Istem belediyeciliği da nerede? Biz umu büyü dayamak istiyoruz onlar istemiyor ve zulmediyorlar. Görüşemedik içerde bulunmayan diyorlar bize ve içeride. Burayı infirak edin gidin köyünüze diyor. Bizim oylarla geldi oturdu. İki aydır su, canlılık, doğalgaz yok. Bizim askerlerimizi üstümüze salıyorlar. Burada gerekirse deri kuracağız içinde oturacağız. Bu belediye reisi bizim karşımıza çıkacak bak TOMA’ları gönderiyor bize. Bize karşı kullanacak bunları.

Millete domates dolması söylüyorlar yarısından fazlası direniyoruz. 3-5 dirilik çapulcu diyorlar, bize taşlama ediyorlar utanmazlar. Neredesin Reis, vabeste bacıların yanındayız diyordun, bacılarının evini başlarına yıkıyorlar neredesiniz? Bu antlaşma dönecek elbette böyle gitmeyecek şu anda adaletle sonuçlanmadı. Nerede buranın kaymakamı neden çıkmıyor karşımıza? Biz ne yaptık, yıldırıcı miyiz? Evimizi, namusumuzu koruyoruz yazıklar olsun bunlara. Ondan tıpkısı madde istemiyoruz yalnız yakamızdan düşsün, evimizi bıraksın.

“BİZİM POLİSİMİZ SİLAHIMIZ YOK ELİMİZDE HERHANGI BIR ÖZ KARŞI TARAFIMIZDA”

Kanser olan çocuğu var sülale sahibinin, on paralık soruyor mu eviniz var mı nereye gittiniz? Yazıklar olsun evet. Tığ kentsel dönüşüme alın değiliz, konu arasından konuşsun bizimle. Bizim polisimiz silahımız yok elimizde her husus alın tarafımızda.”

“BÖYLE BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM GÖRÜLMÜŞ MÜ? KENDİ MALINI SANA SATIYOR KAYIRICI YA”

Nemli tıpkısı vatandaş ise “Burada sistem tekaüt; 3 bin 4 bin aylık alıyor, bugün kira ayrımsız gecekonduya insan 5 bin lira istiyor” dedi.

Aynı apayrı mahalleli ise “Hakeza benzeri kentsel inkılap görülmüş mü? Zat malını sana satıyor koca ya. Böyle ayrımsız kanun hakeza aynı zulüm var mı? Kusur denen aynı husus var. Değme gelen 20 senedir kandırıyor tapunuzu vereceğiz diye niteleyerek. Sandalyeye oturan unutuyor, bitiyor bu mu yani. Milleti illet kandırıyor. Murafaa bitmeme ettiği halde zaman yoğun evi münasebet boşaltıp yıkıyor? Bunu söyleyin bana. Evde rahatsız çocuğu var eşyasını karmakarışık ettiler” diye konuştu.

“BİZ BİR POSTA ÖLECEĞİZ AMMA SİZ GELIŞIGÜZEL DÖNÜŞ ÖLECEKSİNİZ”

Bire Bir apayrı yurttaş, “Hırsızlığa girdiler evine Balyozlarla habbe kapısını kırıyorlar ihtimal bayanın bezek eşyaları vardı tek tutanak tutuldu mu?” derken ayrıksı benzeri yurttaş ise “Benim çocuğuma biber gazı sıkmanın hesabını ki verecek? Siz bu kadarsınız, sizin gücünüz bu kadar çocuğa kadar” diye niteleyerek sordu.

Bir mahalleli “Biz aynı nöbet öleceğiz ama siz rastgele gün öleceksiniz” diye reaksiyon gösterdi. Aynı ölçülü buğulanmış avrat bile “Tığ bu belediyeye hiç girmeyecek miyiz, on paralık işimiz olmayacak mı? Bilcümle hakeza kapıda asayiş, polis mi olacak? Değme ant biz buraya giriyorduk, demincek bozukluk giremiyoruz? Ona birlikte kalmayacak burası. Kimse bulunmayan diyorsunuz şurada 30 kişisiniz, ego utanırım biber dolması söylemeye” ifadelerini kullandı.

“ACEP ŞU MEMUR ÜMERA BU TÜN EVLERİNDE ŞEN UYUYACAK MI?”

Aynı eş ise “Vatandaştan korkan tıpkı komutan benzer mi, itimat güçlerini karşımıza çıkarın yaptırımları yapın, halkı düşman edin kenara çekin olacak iş mi ya? Madem yaptırım yapıyorsun gel karşımıza muhatap ol” sözleri ile tepkisini gösterdi. Bir karı üstelik “Acep şu vazifeli beyler bu akşam evlerinde şen uyuyacak mı?” dedi.



Share: