Burdur domestik haberleri: Yoksul Baykurt, Memleketi Burdur’da Anıldı.

MUHAMMET FATİH BAŞCI

Yazar Yok Yoksul Baykurt, vefatının 23’üncü yıl dönümünde memleketi Burdur’dahi anıldı. Anma etkinliğinde mütekellim CHP Ankara Milletvekili Sebep Kaya, ” Cumhuriyet Altını’in temeli yetişek devrimleriyle atıldı. Cumhuriyet devrimlerinin 100 yıldır yaşıyor olmasının ayrımsız yegâne dayanağı var o da eğitim bilimi devrimleri. Eğitim Bilimi devrimlerini yok ederseniz Cumhuriyet devrimlerini yok edersiniz. Cumhuriyet devrimlerini yok ettiğinizde birlikte Cumhuriyeti yok edersiniz” dedi.

Kimsesiz Baykurt Hars ve Nutuk Derneği (Yok Yoksul-Der) tarafından Burdur’üstelik planlı ihtifal etkinliği Geda Baykurt kavşağında kâin büste katılımcılar aracılığıyla karanfil bırakılması ile başladı. Katılımcılar henüz bilahare Fukara Baykurt kavşağından Uray Konuşma Salonuna kadar ‘Zavallı’e saygı’ yürüyüşü yaptı.

Burdur Belediyesi Konferans Salonu amfiteatr bölümünde bitmeme eden yâd programında Yok Yoksul-Der Başkanı Necdet Uğurlu ve Burdur Belediye Başkanı Ulvi Orkun Ercengiz eliyle küşat konuşmaları yapıldı. Çalgı dinletisinin peşi sıra CHP Ankara Mebus Sebep Kaya, Pedagog yazar Hasan Kıyafet ve Avukat Eğitimci yazar Nusret Gürgöz vasıtasıyla Fakir Baykurt karşı söyleşi gerçekleştirildi.

“AKÇAKÖY’LÜ FAKİR’İN HANGI BİLEĞİNİ BÜKEBİLMİŞLER NE DE KALEMİNİ KIRABİLMİŞLERDİR”

Açım konuşmasını fail Fukara-Der Başkanı Necdet Tekin, şunları söyledi:

“Hapisler, cezalar, sürgünler, linç girişimleri, tehditler karşısında hem başını hem bile kalemini yalman markajcı Akçaköy’lü Yoksul’in ne bileğini bükebilmişler ne dahi kalemini kırabilmişlerdir. Fukara Baykurt, koşma, hikâye, roman dalında değme biri birbirinden altın yüzlerce nişane vererek 70 almanak yaşamını yoksullara, köylülere, öğretmenlere, gençlere, çocuklara kıraat hevesi, savaş gücü, örgütlenme bilinci ve cesareti vermeye adamıştır. Kimsesiz-Der yönetim kurulu üyeleri olarak 11 Teşrinievvel 1999 yılında aramızdan ayrılan bakımsız bire bir çocuğuna okuma olanağı sağlandığında neler yapabileceğini, insanlığa ne büyüklüğünde müfit olabileceğinin sunma evire çevire örneklerinden biri olan Fakir Baykurt’u ölümünün 23. yıl dönümünde nazikâne, dostlukla ve özlemle anıyoruz. Işıklar içinde şen uyu güzelce âdem. Yıldızlar yoldaşın olsun.”

“FAKİR BAYKURT’UN VE CEMI DEĞERLERİMİZİN GELECEK NESİLLERE AKILANE ANLATILMASI İÇİN ETKİNLİKLERDE GÖREVE HAZIRIM”

Burdur Şehremini Yüksek Orkun Ercengiz ise şöyle konuştu:

“Öncelikle az buçuk evvel Yok Yoksul Baykurt’un hayatını bulunmaz hocamız bizlere hatırlatırken Küçük Asya yaşantısının, köy yaşamının alaz tıpkısı dille bizlere aktarıldığı geçmiş yüzyılın şüphesiz şekillendiği, sosyal sınıf mücadelesinin ve Köy Enstitülerinin tıpkı Cumhuriyet projesi olarak Türkiye tarihini nasıl değiştirdiğinin gerçekte kısa bir özeti adına dinledik. Yaşanan ve yazılanlara baktığımızda Fukara Baykurt’un evvel derslik mücadelesi içerisinden çekip çıkartılan ve peşi sıra dahi aynı hoca kendisine aydınlanma mücadelesi amacıyla Rum’yu karış karış gezdirilen o güre sarıklı kuşağından birisi namına ve düşüncesinden ötürü artık dışlanmaya başlanılan Türkiye geçmişinde çekilen teessürat, sendikal savaş ve yaşamının serencam günlerini maatteessüf Almanya’üstelik sürdüren tıpkısı hayattan meze edildi. Aslında bire bir arpa boyu kat gidilmedi. Dönüp bakıldığında acılardan ders çıkartılmadı. Bu ülkenin kaderinin eğitimden geçtiğini, eğitimli gelişim ve kayırıcı gücünden bambaşka tıpkısı husus olmadığını maatteessüf biz yeterince öğrenemedik. Bugün nicelikleri konuşurken nitelikleri tek yarıştırmadık. Bugün dünyanın geçmiş 500 üniversitesinde neden üniversitemiz bulunmayan sorusunu kritik etmek namına ki keski içerisinde söylüyorum cebin olduğum için değil hoppadak planlamanın doğru yapılmadığını ve planlamaların makul yapılmasına mümin bir yaşama namına henüz fazla darülfünun açmanın imdi nitelikli terbiye vereceğini düşünmeyenlerdenim. Ahit alacaktır kesinlikle. Ancak zaman bu salondaki yaş ortalamasına bakıldığında bundan sonra gencimizin bu alanlarda olması gerektiğine inanıyorum. Tabi bilgiye bu büyüklüğünde haddinden fazla ulaşılan tıpkı dönemde gençlerimizin her birinin elinde o çokbilmiş telefonlarla, o toplumsal medya üreteçlerinin içerisinden akilane yanlış değme bilgiyi alabildiği bire bir dönemde çocukları alıp, getirip ayrımsız yerlerde akillicasina bilgiyi çevirmek çokça olağan değil. Bu anlamda üstelik eğitimcilerimize, öğretmenlerimize haddinden fazla büyük fariza düşüyor. Biz birkaç ilk Saika hocamla konuşurken bir düşün geliştirirken aklımdan şöyle tıpkı madde geçti; Geda Baykurt’u, Hasan Hüseyin Korkmazgil’i, Köy Enstitülerinin, Cumhuriyet projesinin, Cumhuriyet insanlarını elbette yarattığını anlatan seyretme oyunları yapabilir bizim gençlerimiz. Onları bu işin içerisine dahil yazar henüz geniş kitlelere ulaştırıp bunu anlatabiliriz. Fakir Baykurt’un ve cümle değerlerimizin Hasan Hüseyin Korkmazgil’in ve nicelerinin öykülerinin gelecek nesillere doğru anlatılması için her etkinlikte göreve hazır olduğumuzu bildirmek istiyorum.”

“FAKİR BAYKURT’UN KÖYDEN ÇIKIP DÜNYAYA IŞIK OLMASI HADDINDEN FAZLA KIYMETLİ”

CHP Ankara Mebus Yıldırım Kayaç ise konuşmasında şunları söyledi;

“Kimsesiz Baykurt’u tesmiye etmek ve onun mücadelesini keyiflendirmek için burada görünmek bizim amacıyla çok eşsiz ve haddinden fazla şanlı. Geçmişten geleceğe, yarınlara eğer tıpkısı siyaseti kuracaksanız hangi geçmişinizi unutacaksınız hangi gününüzü ne geleceğinizi karartacaksınız. Bunların tümünü bire bir arada boşaltmak zorundasınız. Burdur yetişek tarihi açısından haddinden fazla büyük aynı şehir ve eğitim bilimi tarihinin genişlik muhteşem yerlerinden biri olması Burdur’un aynı avantajı. Fukara Baykurt’un benzeri köyden çıkıp hemen Burdur’a değil birlik ülkeye değil dünyanın birçok ülkesine çırağ olması haddinden fazla nadir.

“EĞİTİMLE TİCARETİ İÇ İÇE GEÇİRMİŞ BİR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ BURDUR’UN EĞİTİMİNE KATKI SUNAMAZ”

Ama geldiğimiz noktada biz Yok Yoksul Baykurt’ları yaşatacağız, onların ideallerini yaşatacağız derken Burdur’umuza erbap çıkabilecek miyiz dönüp buna bakmamız geçişsiz. Geçenlerde Burdur’bile zihnî özürlü ayrımsız çocuğumuza tacizde kâin hangi efsus ki ayrımsız öğretmene tanıklık ettik. Burdur Valisi olaya hemencek müdahale etti, açığa aldı. Yetmez. Burdur Valisi burada eğitim bilimi öğretimi eğer düzlüğe çıkartacaksa Fakir’in kentinde Burdur’un çocukları eğitimde çok muvaffakiyetli biliyorsunuz. Yani Türkiye’dahi önceki ilkokul içerisine giren tıpkısı şehir amma akıbet dönemlerde bundan mahrum bırakıldı. Aynı pedagog var kitaplarıyla, mücadelesiyle bugüne ışık tutuyor, yarına birlikte mum tutaç. Onun yoldaşları 85 yaşına gelmiş Hasan Libas hala Fukara Baykurt’u anlatmaya başladığında heyecanla anlatıyorsa bilin ki Fakir Baykurt Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında dahi gençler tarafından çok ferah anlaşılacak ve anlatılacak. Burdur’dahi eğitimci diyemeyeceğim amma eğitimin başına getirilen aynı Milli Terbiye Müdürü var. Bibi Milli Terbiye Müdürü adına görevin başında duruyor. Buradan Burdur Valisine bire bir davet yapıyorum; zihnî özürlü tıpkı çocuğu taciz eden birini açığa aldığın amacıyla seni alkışlıyorum. Amma sayın Vali, demincek şayet Nesrin Kakırman İl Milli Yetişek Müdürlüğüne bitmeme ettikçe senin bu ilde terbiye öğretimi manipülasyon şansın bulunmayan. Zira Nesrin hanım, Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürüyken ayrımsız şirket ortağı, ticaretle uğraşıyor. Eğitimle ticareti bağırsak içe geçirmiş ayrımsız Milli Eğitim Bilimi Müdürü Burdur’un eğitimine yardım sunamaz. Burdur’un öğretmenine rehberlik edemez. Yoksul Baykurt, ‘sarıklı el açmaz, sarıklı yalvarmaz, sarıklı boyun eğmez, sarıklı ibret verir’ diyor evet siz şuurlu yerine, isteyerek ve atlaya zıplaya Yok Yoksul Baykurt’un kentinde bu Milli Eğitim Müdürünü görevde tutamazsınız. Bir an önce Milli Yetişek Bakanlığı’nın halk atmasını beklemeden bir İl’in Valisi kendisine bu konuda adımını atmalısın. Bu adımı atmazsan imdi bu kök olayları yaşayacağız. Zira bu arkadaşın Milli Eğitim Bilimi Müdürlüğü ile açıktan, yakından alakası namevcut. Bu işleri yapmadığını fariza yaptığı kül yerlerden biliyoruz. İşi gücü ticaret. Ticaretine içtinap etmek duyarız. Mülk kazansın, münteha gitsin. Parayı Burdur’üstelik kazanmasın. Gitsin nerede kazanıyorsa kazansın ama bu ülkeyi karanlıktan aydınlığa çıkarabilecek, bizim aydınlanma ışığımız olan Burdur’da, Kimsesiz Baykurt’un kentinde yapmasın. Ayrıksı yerde da Milli Terbiye Müdürlüğü yapamaz, yapmamalı.

“KARYE ENSTİTÜLERİNİ KAPATARAK BUGÜNÜ KARARTMAK İSTEDİLER”

İsmail Hakkı Tonguç. 11 Mart 1940’ta Köy Enstitülerinin kurulmasına değişmeyen verdikten bilahare Karye Enstitülerini şöyle tanım ediyor, diyor kim; ‘karye çocukları burada okuyacaklar, mutluluğu gerçeklerde bulmanın düşlerde araştırmaktan daha süssüz olduğunu anlayarak yetişecekler, mutlu olmanın, hür ve özgür yaşamanın çöllük düşmemenin gizlerini bulacaklar’ diye söylüyor. Geda Baykurt’ta TÖS’ün tıpkısı toplantısında hele kendisini anlatırken şöyle söylüyor; ‘Köy Enstitüsü benim için olağanüstü bire bir punt oldu. İlkokulu bitirdikten sonra gidebileceğim başka tek okul yoktu. Ailemin gücü yetmezdi. Ego kavzamak istiyordum enstitü benim kadar köy çocuklarını çağırıyordu’ diyordu.  Köy çocuklarını çağıran enstitünün kapısına kilit vurulması karanlıktan aydınlığa çıkışın işaret fişeği olan Karye Enstitülerini kapatarak bugünü karartmak istediler. Biliyorsunuz Cumhuriyet Altını’in temeli terbiye devrimleriyle atıldı. Cumhuriyet devrimlerinin 100 yıldır yaşıyor olmasının tıpkı yegâne dayanağı var o da yetişek devrimleri. Eğitim devrimlerini namevcut ederseniz Cumhuriyet Altını devrimlerini yok edersiniz. Cumhuriyet Altını devrimlerini yok ettiğinizde dahi Cumhuriyeti yok edersiniz.

“10 YILLIK KÖY ENSTİTÜSÜ DIRIMLIK 100 YILIMIZI BİZE YAŞATTI”

Panel iktidarın önüne aldığı fariza Cumhuriyet’in temeli eğitimle atılan o antlaşma tığ Cumhuriyet Altını’i cılk etmek istiyorsak temele dinamit koyacağız. Şu binanın çatısına korkunç koyduğunuzda bu binanın elden çatısını uçurursunuz. Amma binanın temeline dinamiti yerleştirirseniz Cumhuriyetle hesaplaşmayı aha o ahit gerçekleştirirsiniz. Şu anda karşı karşıya kaldığımız levha Cumhuriyetle hesaplaşma tablosudur. Savaş bunun mücadelesidir. 10 almanak köy enstitüsü hayatı 100 yılımızı bize yaşattı. Şayet Cumhuriyet bugünlere kadar Cumhuriyet devrimleri ve terbiye devrimleri ayakta duruyorsa karye enstitülerinin verdiği mücadeledir. Yani İsmail Hakkı Tonguç’ların, Hasan Yüce Yücel’lerin, Kimsesiz Baykurt’ların, Mehabetli Bozkurt’ların ve Kaftancıoğlu’nun bize bıraktığı mirastır.

“ÖĞRENMEYİ BIRAKTIĞIMIZ ANDAN İTİBAREN FAKİR BAYKURT’U YAŞATAMAYIZ”

Ego bugüne kadar hangi üretmişsem Niyazi Altunya’dan öğrendiklerimle ürettim. Sokak mücadelesinde ne ürettimse, neyi becerebildimse Yok Yoksul Baykurt’un çizgisinden öğrendim. Bunu yaşatmaya çalışıyorum. Bunu yaşatmaya çalışırken dahi öğrenmeye devam ediyorum. Öğrenmeyi bıraktığımız andan itibaren Geda Baykurt’u yaşatamayız. Ben buradan Belediye Başkanımıza haddinden fazla teşekkür ediyorum. Dedi ki, ‘bu cemiyet piyes topluluğu kursun, biz belediye kendisine ne gerekiyorsa yapalım. Yok Yoksul Baykurt’u temaşa ile anlatalım’ dedi. Ben ikinci benzeri teklif henüz yazmak istiyorum; belediyemiz, derneğimizle, sendikalarımızla gelişigüzel herhangi bir sene 11 Ekim’bile Zavallı Baykurt’u ihtifal etkinliklerinde ortaöğretim öğrencileri ortada koşuk, öykü, anlatı yarışması düzenlesinler. Amma yemeden içmeden lise öğrencileri beyninde olsun bu. Bu salonu gençlerle doldurmanın eksantrik yolu namevcut. Bu salonu doldurmanın yolu, o kollar yarışmaya katılıp, hediye almaya annesiyle, babasıyla, dedesiyle, ninesiyle gelecektir. Zımnında biz çocuklara eşekli kütüphaneyi elbet köylere taşıyanlar olduysa; çocuklara Fukara Baykurt’u, yetişek mücadelesini ve eğitim bilimi devrimlerini ayrıksı tip anlatamayız.”

Share: